Dolgunun etkisi azaldığında dudaklar eskisinden daha ince ve daha az dolgun görülür. Doğru mu, yanlış mı?​

Bu, çürütülmesi gereken yanlış bir mittir. Ancak, yanlış mitlerin bile bir doğruluk unsuru taşıdığını hatırlamakta fayda var: Yanlış veya yetersiz uygulamalar hakkında bize bilgi verebilirler.​

Hyaluronik asit bazlı tedavilerin uygulanması giderek daha yaygın hale geliyor ve genellikle popülerlik arttıkça, yanlış bilgiler ve sahte haberler de yayılır. Peki, tedavi sonrası dudaklar boşalır ve eskisinden daha ince mi olur? Bu soruyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.​

Hyaluronik Asidin Emilmesi Ne Kadar Sürer?

Bilindiği üzere, hyaluronik asit zamanla vücut tarafından emilir. Dudak tedavisinden sonra bu emilim süresi 5-6 aydan az olmamak üzere bir yıla kadar uzayabilir. Bu değişken zaman aralığı, kullanılan jel türünden dudakların hangi bölgesine uygulandığına kadar birçok faktöre bağlıdır. Güneş gibi dış etkenlere maruz kalma ve dudak hareketlerinden kaynaklanan aşınma ve stres de bu sürede etkilidir. Ayrıca, bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.​

Jel Emiliminden Sonra Dudaklar Eskisinden Daha İnce mi Olur?

Bazı hastalar, tedavi sonrasında dudaklarının eskisinden daha ince göründüğü izlenimini taşır. Bu durum, psikolojik bir tepkiyle pekiştirilebilir. Dolgun ve daha belirgin dudaklara alışıldığında, etkisi azaldığında bu durum hayal kırıklığına neden olabilir. Ancak, bu algı tedavinin yanlış yapılmış olmasından da kaynaklanabilir.​

Dolgu Çok Sert Olduğunda

Eğer dolgu çok sertse, ilk etapta dudaklarda belirgin bir hacim artışı hissi oluşur ve hasta bu etkinin uzun süre devam edeceğini düşünebilir. Ancak gerçekte durum tam tersidir. Dokuya aşırı baskı uygulandığında, jel dokunun canlılığını ve trofizmini tehlikeye atar. Aşırı sertlik, jelin çevredeki dokuyla bütünleşmesini engeller. Özellikle uzun vadede bu durum, dudakların doğal hacminde azalmaya ve mukoza ile üzerindeki derinin gevşemesine neden olabilir.​

Doğru Özelliklere Sahip Dolgu Kullanmanın Önemi

Optimum bir jel, doğru elastik özelliklere sahip olmalı, çevredeki doku ile bütünleşebilmeli ve uygulandığında dokuya aşırı baskı yapmamalıdır. Bu koşullar sağlandığında, doku korunur ve aynı zamanda fibrozis ve inflamasyon da azaltılır.​

Bir süngeri hayal edin: Belirli bir miktarda su emebilir, fazla olan su ise akar gider. Hyaluronik asit bazlı jel ile dudak tedavisi de aynı şekilde düşünülebilir. Dokuyla bütünleşen jel, dokuya zarar vermeden stabil hacim sağlar. Geri kalan kısım başlangıçta hacmi artıracak, ancak tedavi tekrarlanırsa dokuya zarar verecek ve zamanla kaybolmaya başlayacaktır.​

Yeni Dudak Yapısını ve Formunu Doğru Şekilde Oluşturmak

Yeni bir dudak yapısı oluşturmanın en doğru yöntemi, aşırıya kaçmadan adım adım ilerlemektir. Küçük dudaklara daha az miktarda jel uygulanırken, daha büyük dudaklarda daha fazla jel kullanılmalıdır.​

Doğru Yaklaşım Nasıl Anlaşılır? Uzun Emilim Süresi ile.

Başlangıçta bahsedilen durumların aksine, birçok kişi tedavi sonrasında zamanla dudak şekli ve hacminde bir stabilizasyon yaşar. Uzman, sonraki tedavi sıklığını kademeli olarak azaltabilir ve istenilen etkiyi elde etmek için gereken jel miktarını düşürebilir.​

Bu durum, jelin doğru fiziksel ve yapısal özelliklere sahip olması, doku genişlemesinin doğru ve kademeli olarak programlanması, jelin çevredeki dokuya optimum şekilde emilmesi, enjeksiyon tekniğinin optimal olması (yani tedavi sonrası inflamatuar reaksiyonun minimal olması) ve fizyolojik olarak dokunun kolajen üretmesiyle gerçekleşir.​

Sonuç Olarak: Başlıktaki İddia Doğru mu, Yanlış ?

Yanlış. Ancak, başta belirtildiği gibi, yanlış mitler de bir doğruluk payı taşır. Tavsiye mi? Kısa yollardan ve aşırılıklardan kaçının ve tedavinizi bir uzmana emanet edin. Zaman, seçimlerinizin doğruluğunu gösterecektir.​

Dr. Antonello Tateo, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah

Paylaş